Pazartesi, Ekim 13, 2008

Allah Dostları Neden Ağlar

Hiç sordunuz mu kendinize bu soruyu, dertleri ne onların? Ya da gözünüz yaşardığında, kalbiniz kaynar kazanlar gibi fokurdayarak göz kapaklarının ardından buhar damlaları gönderdiğinde, bunun derininde yatan sebebinin ne olduğunu merak ettiniz mi?

Dünya için ağlayıp namerde minnet edenlerle, Allah için ağlayanlar, günahı için ağlayanlar, Müslüman’ın derdine derman olamadığı için ağlayıp yataklara düşenler, bu yüzden aylardır konuşamayanlar bir mi?

Allah dostları günahlarına mı ağlarlar, günahları o kadar çok mu Allah dostlarının? Yoksa bütün bir kâinat namına, kainatın her bir zerresinden Allah’ın sonsuz kudret ve azametine karşı gösterilen en ufak bir saygısızlığa bile dayanamadıklarından mı dökülür göz yaşları.

Bu yüzden mi Hz. Ebubekir (ra) gözyaşları arasında "Allah’ım vücudumu o kadar büyüt, o kadar büyüt ki, cehennemi doldursun benden başka kimse yanmasın orada" demiş?

Günümüzün gereksiz geleneklerinden birisi olan ve güya erkeği yücelten bir meziyet olarak lanse edilen gözyaşı gerçekten de erkeğe yakışmaz mı? Yani erkekler ağlamaz mı? Şayet böyle ise gönlü yüce Allah dostları neden ağlıyorlardı?

Kalbinizin sıkıntıdan patlayacak hale geldiği, çok önem verdiğiniz, adeta kendisine kilitlendiğiniz bir olayınız olduğunda gözünüze uyku girmediği, boğazınızdan bir lokma ekmeğin geçmediği ve gizli gizli gözyaşına boğulduğunuz oldu mu?

Müminleri bir binanın tuğlalarına benzeten Allah Resulü, binaya vurulan en ufak bir darbenin binanın bütün duvarlarında hissedildiği gibi müminlerin başına gelen bütün sıkıntı ve musibetlerin de müminlerce aynı oranda hissedilmesi gerektiğini ve bunun da imandan kaynaklandığını ifade buyuruyor. Bu hissediş öyle sıradan bir hissedişde olmamalı. İnsanı yataklara düşürmüyor ve insanın konuşma takatini elinden alacak kadar vicdanı rahatsız etmiyorsa Allah korusun problem var demektir.

Bakın bütün bir hayatını bu şuurla geçirmiş bir Allah dostu gözyaşı için neler söylüyor: "Gözyaşları, ihlaslı ve samimi insanlar için, başka bir ifadeyle, daima ciğeri ve bağrı yanan insanlar için bir boşalma ameliyesidir. Âdeta, sînesinde cehennem korları ve içi cayır cayır yanarken, onun duyguları dışa, göz yaşı şeklinde dökülür. Onun içindir ki, Allah Resulü tarafından, cehennemle göz yaşı arasında bir muvazene kurulmuştur. Cehennem kıvılcımlarının mahşerde insanları kovaladığı zaman, Cibril elinde bir bardak su ile görünür. Ve Allah Resulü ona sorar: "Elindeki nedir?" Cibril’in cevabı şu olur: "Müminlerin gözyaşı, cehennemi söndürsün diye!".

Gördünüz mü Cenabı Hakk’ın sonsuz kudret ve azametini? Aslında bir sıvı olan bir damlacık gözyaşı (su) cehennemi (ateşi) söndürürken, yine bir sıvı olan benzin bir yeri birden cehenneme (ateşe) dönüştürebiliyor.

Allah Dostundan devam ediyoruz: "Başka bir hadîslerinde bu muvazeneyi şu sözleriyle ifade ederler. "İki göz cehennem ateşi görmez: Düşmana karşı nöbet bekleyen ve Allah (cc) korkusundan ağlayan gözler". Evet, Cehennemin korkunç kıvılcımlarını söndürecek ancak gözyaşıdır.

O şanlı Resulün bu sığınması kabul edilmiş ki biz onu hayatının bütününde diğer dostları gibi ya gözü yaşlı, ya da bir gözü yaşlının gözyaşını silerken görüyoruz. Bu yüzden Allah Resulü: "Siz benim bildiklerimi bilseniz çok ağlar, az gülerdiniz…" O, O’na çok bildiren Rabbinin istediği gibi bir hayat yaşamış ve bizim bilmediklerimize muttali olduğu için çok ağlamış az gülmüştür.

Bu gün geminin karaya oturduğu ve işin doğrudan Rahmeti Sonsuz’a kaldığı günleri yaşıyoruz. Bu zor günleri aşmanın yolu yine O’nun engin rahmetine sığınmaktan geçiyor. Bıçağın kemiğe dayandığı iman, izan ve vicdan dürbünüyle hareket etmesi gerekenlere çok işler düşüyor. Çok ama ciddi işler öyle sokaklarda bağırıp çağırmakla olmuyor. İnsanlar gazlarını alıp belki de rahat bir şekilde evlerine dönüyorlar. Sokaklarda söylenenler her şeyi bilen ve gören Müheymin tarafından kabul edilseydi şimdi yeryüzünde zulüm yapan bir tek insan kalmayacaktı.

Son sözü yine bir yol haritası gibi şairin mısralarına bırakıyoruz.

"Ağlayın su yükselsin
Belki kurtulur gemi"

O cesamette bir tek damla, evet bir tek damla gözyaşı yok mu?

Hiç yorum yok: