Cuma, Mart 28, 2008

Alvarlı Hacı Muhammed Lütfi Efendi (1869-1956)


Hacı Muhammed Lütfi Efendi, Kuran ahlakıyla ahlaklanmış ve kendini İslam’ı tebliğ vazifesine adamış değerli bir İslam büyüğüdür. Adalet, merhamet, insaf gerektirir ehl-i imane Mürüvvet et kıyas-ı nefs ile zulmetme insane. (Muhammed Lütfi Efendi) Alvarlı Efe Hazretleri, 1869 yılında Erzurum'un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğmuştur. Babası Hoca Hüseyin Efendinin eğitimiyle yetişmiş, daha sonra da Erzurum'da tanınmış birçok alimin derslerine katılmıştır. Aldığı bu derslerin neticesinde de 1891 yılında Hasankale'nin Sivaslı Camii'ne imam tayin edilmiştir. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis'e giderek Muhammed Pir'i Küfrevi'ye bağlılıklarını bildirmişlerdir. Ardından Pir'i Küfrevi'nin onayıyla Hasankale'de insanları Kuran ahlakına çağıran tebliğlerine başlamıştır. Bir süre buradaki görevine devam ettikten sonra Erzurum'un Dinarkum köyüne giderek imamlık vazifesine orada devam etmiştir. 12 Şubat 1916'da Rusların Erzurum çevresini işgale başlaması üzerine babasıyla birlikte Erzurum'a gelmiş, Erzurum'un kurtuluş hareketine katılmış, daha sonra tekrar Hasankale'ye oradan da kendisini çok seven Alvar köyü halkının isteği üzerine Alvar'a yerleşmiştir. Halk arasında "Alvar imamı" ünvanıyla tanınırken, sonraları kendisine "Efe Hazretleri" ünvanıyla da hitap edilmiştir. Tebliğlerine 1939'a kadar bu köyde, bu tarihten sonra da Erzurum'da devam etmiştir. Aynı zamanda Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler yazan Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi'nin şiirleri, ölümünden sonra oğlu Seyfeddin Mazlumoğlu tarafından derlenerek Hulâsatü'l-Hakâyık (Hakikatlerin Özü) adıyla 1974 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır. Alvarlı Efe Hazretlerinin yaşadığı yıllar; uzun süren savaşların getirdiği yıkımların ve zor şartların hüküm sürdüğü yıllardı. Alvarlı Efe Hazretleri böylesine zor şartlardan hiçbir zaman yılmamıştır. İslâm âleminin ve Müslümanların zor dönemlerindeki sorunları ile her zaman bizzat ilgilenmiştir. Alvarlı Efe Hazretlerinin bütün davranış ve düşüncelerinin kaynağı yalnızca Kuran olmuştur. Allah sevgisinin ve coşkusunun getirdiği güzel ahlak ile çevresine daima örnek olan Alvarlı Efe Hazretleri, ardında değerli bir mümin topluluğu bırakan büyük bir İslam alimidir. Alvarlı Efe Hazretleri Hakkında Anlatılanlar Hayatını Kuran ahlakını yaşamaya ve yaşatmaya adamış bir insan olan Alvarlı Efe Hazretleri ile tanışma lütfuna ulaşanlar, sohbetlerine katılanlar ve öğrencileri, onun üstün ahlakını örnek almış ve günümüze kadar taşımışlardır. Örneğin, Alvarlı Efe Hazretlerini seven, ona saygı ve hayranlık duyan Fettullah Gülen Hoca Efendi, onu büyük bir övgüyle şöyle anlatmaktadır: O, anlayabildiğim ölçüler içinde büyükçe yaşadı; ama katiyen debdebeye düşmedi. Hakk'a kurbiyet (yakınlık) dairesinde dönüp durdu; fakat hiç mi hiç ihtişama ve alayişe (gösterişe) yüz vermedi. Adeta bir huma kuşu gibi gölgesi vardı, kendisi yoktu. O, akıl gözünü doğru düşünce ile birleştirmeye muvaffak olmuş (başarmış) ve kalp kafa izdivacı (evliliği) gibi çok az insanın ulaşabildiği bir noktada, kutup bir insandı. O, en kötü dönemde, en ağır şartlar altında kimseye pes etmeden ve hiçbir şeye takılıp kalmadan medrese ilimleri ile maneviyatın aşk ve şevkini telifi (yayınını) başarmış çok nadide temiz soluklardan biriydi. Himmetindeki (sorumluluk sahibi olmadaki) yükseklik ve idaresindeki bu derinlik sayesinde bizlere ilkler arasındaki mesafeyi bir ölçüde muvaffak olmuş ve arkadan gelenlere zemin hazırlamıştır. O hep himmeti al-i (yüksek sorumluluk sahibi) olarak yaşadı ve himmeti de insanımızın kendi dünyasına, kendi kültürüne uyanması istikametinde (yönünde) idi. Bütün hayatı boyunca bu ikinci dirilişin rüya ve hülyalarıyla yaşadı. O ve emsalinin samimi gayretleri sayesinde bu çorak ülke ve düşkünler diyarında çok şeyler değişti. Karın, buzun eridiği her yanda gül bahçeleri meydana geldi. Alvarlı Efe Hazretleri ile tanışan, kendisinden çok etkilenen ve daha sonra öğrencileri arasına katılan Abdurrahman Efendi ise, hayranlığını şöyle anlatmaktadır: Efendi Hazretleri'ni görür görmez sanki Sahabe-i Kiram bakiyesi (kutlu sahabelerin mirası), Sahabe-i Kiramdan kalma bir zat gibi gördüm. Mübarek şekli, şemali. Hali etvarı (tavırları), kemali (olgunluğu) ve ilmi, irfanı (görgüsü) beni tesir altına aldı. Hemen kendisiyle irtibat (bağlantı) kurdum. Ve kendisine intisap (bağlandım) ettim. 6 ay yedek subaylığımı tamamladıktan sonra Konya'ya gittim ve duramadım. Erzurum'a geri döndüm. Aralıksız 10 yıl orada kaldım. Zaten onun yüzüne bakanın gözleri kamaşır, sakalı göğsünde, yüzünün nurundan müteessir (etki altında kalırdı) olurdu. Devamlı bir daha bakamazdı. Öyle kamil (mükemmel) bir insandı. Said Mazlumoğlu ise Alvarlı Efe Hazretlerini, şöyle ifade etmektedir: Alimdi, kamil ve mükemmel bir insandı. Hoca Efendinin öğrencilerinden biri olan Osman Demirci de Alvarlı Efe Hazretlerinin Kuran ve sünnete bağlılığını şöyle ifade etmiştir: O zatı gördüğümde kalbim tatmin olmuştu. Demek ki her asırda Cenab-ı Hakkın Kur'an-ı Kerimin bütün emirlerine bağlı, Peygamberimiz (sav) verasetini deruhte eden şahsiyetler (Peygamberimiz (sav)in sonrakilere bıraktığı görevleri yerine getiren kişiler) bulunuyor. Onlar bir nevi sütun ve direk mesabesindedir (gibidir). Onun, o vazifeyle tavzif edildiğini müşahade ettim (o görevle görevlendirildiğine şahit olmuş oldum). Sohbetlerine devam ettim. Ona bağlandım. Alvarlı Efe Hazretlerinin sohbetleri her zaman herkese açık olmuştur. Bu sebeple de İslam’ı öğrenmek isteyen herkes sohbetlerine katılmış ve sözlerinin güzelliği ve hikmeti herkesi etkilemiştir. Derslerinde her zaman hadis-i şeriflerden bahsederek, Peygamber (sav) ve sahabe sevgisini konu edinen Alvarlı Efe Hazretleri, Peygamberimiz (sav)in sünnetine sahip çıkan bir İslam alimi olarak, her zaman Kuranın ışığında yaşamış örnek bir kişidir. Alvarlı Efe Hazretleri, 12 Mart 1956 yılında vefat etmiştir.

Hiç yorum yok: