Pazartesi, Kasım 10, 2008

Hz. İbrahim Hakkı Ferşadil Ofî

HACI FERŞAD EFENDİ
(1866-1929)
Son devrin Osmanlı müderrisi ve şeyhlerinden

Yeşilalan köyünde doğdu. Asıl adı İbrahim Hakkı’dır. Yazılarında bazen Ferşadzâde İbrâhim Hakkı imzasını kullanmasına rağmen daha çok Ferşâd Efendi olarak tanınır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber altmış üç yaşlarında vefat ettiğine göre 1866 yılında doğduğu söylenebilir. Fakir bir aileye mensup olduğundan çocukluğunda bir süre çobanlık yaptı. Daha sonra üstün zekaya sahip olduğunu fark eden bazı alimlerin telkiniyle yörenin müderrislerinden Huşolu numan Efendi’den İslami ilimleri tahsil etmeye başladı. Küçük yaşına rağmen her yıl ramazan ayında civar illere giderek vaazlar veriyor, heyecanlı konuşmalarıyla kalabalık cemaatlerin ilgisini çekiyordu. Tahsili devam ederken Trabzon yöresindeki bazı illerde kısa süreli imamlık görevinde bulundu. İcazet aldıktan sonra İstanbul’a gitti ve ramazan ayında Ayasofya camii’vaazlar verdi.Seyehati Sırasında tanıştığı Kondulu Yusuf Şevki Efendi ile İstanbul’da buluştu ve Süleymaniye’deki Gümüşhanevi Tekke’sine gidip Ahmet Ziyaeddin Efendi’yi ziyaret etti. Tekkeye girerken tasavvufa intisap etme niyeti olmamsına rağmen orada Yusuf Şevki Efendi’den tarikat dersi almaya başladı. Memleketinde döndükten sonra köyünde bir medrese kurdu ve çeşitli aralıklarla burada kırk yıl müderrislik yaparak 300’ü aşkın öğrenciye icazet verdi. Of’ta müftülük, Samsun İdâdisinde öğretmenlik yaptı. Okuyan öğrencilerin askerlikten muaf tutulması için kurulan komisyonlarda görevlendirildi. İşgal sırasında Ruslar’ın Bayburt’tan Tiflis’e götürdükleri kitapların geri alınması için Şark ordusu kumandanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı mektuptan anlaşıldığına göre Gümüşhanevi Ahmet Ziyaeddin adına Of, Rize ve Bayburt’ta vakıf kütüphanelerinin mütevelliliği görevini de yürütmüştür.

Ferşad Efendi bir taraftan müderrislik yaparken diğer taraftan tasavvufla meşgul oldu. Şeyhinin kızıyla evlenerek aralarında ki irtibatı kuvvetlendirdi. Daha sonra İstanbul’a gidip Gümüşhanevi Tekke’sinde postnişin olarak İsmail Necati efendi’nin yanında halvete girdi ve hilafet mertebesini elde etti. Bu arada Hacca giden Ferşad efendi, İsmail Necati Efendi’den sonra Gümüşhanevi Tekkesi’nin postnişinliğine rağmen “şöhret afettir” diyerek bu görevi benimsemedi ve ömrünün sonuna kadar Yeşilalan’da tedris ve irşad faaliyetlerine devam etti.
Mehmet Zahit (Koktu) Efendi’nin halifelerinden olan torunu Ahmet Hacıferşad’ın (D: 1339- Ö: 5.03.2006) naklettiğine göre Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal Paşa ile iki defa karşılaştı. İlkinde “reisü’l-ulema) sıfatıyla dini konularda onunla tartıştı. İkincisinde ise şapka giymenin caiz olmadığına ilişkin fetvasından dolayı Trabzon’a celbedildi ve Atatürk’e şapka giyenin kafir olacağına dair fetva verdiğini çekinmeden söyledi. Son dönemlerinde yürüyemeyecek hale gelmesine rağmen irşad faaliyetlerinden geri kalmamış, hatta müridlerinden Hopşeralı müderris Poyrazzade Dursun Efendi onu sırtına taşıyarak yakın köylerde yapılan icazet merasimlerine götürmüştür. 3 Eylül 1929 tarihinde vefat etti ve Yeşilalan’daki medresinin yanına defnedildi.

Çok defa günde bir bardak sütle veya sadece kahvaltı ile yetindiğinden 35 kilo ağırlığında nahif bir bünyeye sahip olan Ferşad Efendi’nin İslami ilimlere vukufu ve müderrislikteki başarılarıyla tanınmakla beraber, Yeşilalan’daki medresesinde kütüphanesi bütünüyle kaybolduğundan eser yazıp yazmadığı bilinmemekte, dolayısıyla görüşlerini belirleme imkanı bulunmamaktadır. Onun belirgin vasfı, inandığı şeyleri taviz vermeden nefsine uygulayan ve bunu herkese telkin eden bir alim olmasıdır. Hakkında söylenenlerden anlaşıldığına göre ilmi şahsiyetinden tasavvufi cephesi önemli bir yer tutar.

“İki alemde tasarruf ehlidir ruh-ı veli
Deme kim bu mürdedir bundan kime derman ola
Ruh şemşir-i Huda’dır ten gılaf olmuş ana
Dahi a’la kar eder bir tiğ kim uryan ola”

Beyitlerinde de söylediği gibi evliya ruhlarının iki alemde de tasarruf sahibi olduğunu kabul eder. Müridlerince hakkında bir çok menkıbe anlatılan Ferşad efendi, toplumun kültür değişimine uğradığı hassas bir dönemde Trabzon yöresinde, hatta Karadeniz bölgesinin büyük bir bölümünde halkın dini hayatı üzerinde unutulmaz tesirler bırakmış bir mürşid ve müderristir. Tesirleri ölümünden sonrada devam etmiştir. Çaykara’da Müderris ve mürşid Hasan Rami Yavuz, Of’ta Çalekli Dursun Feyzi Gülen, yine Of’ta ünlü kıraat alimi Mehmet Rüştü Aşıkkutlu, Suluova’da daha çok irşad faaliyetleriyle bilinen kayınbiraderi Ali Yücel, Samsunda Açıkbaş diye tanınan Ömer efendi ona mensup olan önemli kişiler arasında yer alır.

Hiç yorum yok: