Perşembe, Mayıs 01, 2008

VERESİYE ALIŞ-VERİŞ VE VADE FARKI

YÜCE ALLAH, alış-verişi helal kılmış (Bakara Suresi,282), Peygamberimiz (s.a.s.) de en güzel kazancın kişinin elinin emeği ile elde edilen, yalan ve hile bulunmayan alış-veriş olduğunu bildirmiştir.(Ahmed,4,1141) Alış-verişte asıl olan malın da bedelinin de peşin olmasıdır. Ancak imkanlar her zaman buna elverişli olmayabilir. Bu itibarla veresiye denilen vadeli alış-veriş, zorunluluktan doğan, hayatın bir gerçeğidir. "Vadeli alış-veriş" dinen caizdir. (Bakara Suresi,282) Peygamberimiz (s.a.s.) geçim sıkıntısı çekenlere ihtiyaçlarını karşılamada kolaylık sağladığı için vadeli satışı teşvik etmiş, (İbn Mace,Ticaret,63) kendisi de vadeli alış-veriş yapmıştır. ( Tırmizi,Büyu',7) "Vade Farkı"; veresiye alış-verişlerde fiyatın, peşin satışa nispetle bir miktar fazla olmasına denir. Özellikle bu fark, enflasyon olan toplumlarda daha da fazladır. Vade farkı, ödeme süresinin kısa veya uzun oluşuna göre değişebilir. Bunda faiz şüphesi olduğunu söyleyenler olmuşsa da doğrusu malın fiyatı ve ödeme süresi belli olmak şartıyla, vade farkı karın bir parçasıdır ve caizdir. Kar, malın maliyet bedeline eklenen fazlalık olup külfet riski göze alma karşılığıdır. Vadeli satışta külfet ve risk, peşin satışa nispetle daha fazladır. Ayrıca vade içinde satılan malın bedelini kullanmadığı için satıcı bunun kazancından mahrum kalmaktadır. Bütün bunlar, vadeli satışta karın peşin satışa göre yüksek olmasının gerekçesi sayılmaktadır. Ancak satıcının alıcıyı kandırması, peşine göre piyasa şartlarından fazla kar koyması caiz değildir.

Faiz konusu, dini çevrelerce çok tartışılmış ve net ve kesin bir sonuca varamamıştır. Şöyleki; Bakara Suresi 282. Ayete göre faiz haramdır, ancak KUR'AN-I KERİM'in indiği zamanda çoğunlukla mesleği faizcilik olan ve borç almak zorunda kalan kişilere çok yüksek faizlerle borç vererek ve parayı alamayınca kişilerden farklı isteklerde bulunarak, açıkçası kişinin bu parayı ödeyemeyeceğini bile bile borç vererek, zulmederek yaşayan kişiler bulunmaktaydı. KUR'AN-I KERİM'in bu ve bu gibi (bu konuda bir'den fazla ayet vardır) Ayetlerin bu rahatsız edici davranışı tamamen ortadan kaldırmak amacıyla indirildiği bir gerçektir. Din bilginleri, en çok şurada tartışmışlardır : Bilindiği gibi günümüzde bu tür işler genelde bankalar aracılığıyla yapılmaktadır. Bu durum kişi konusunu kuruma dönüştürmüştür. Ama teknik aynıdır. Günümüzde buna KREDİ denmektedir. Aslında kredi, bazı durumlarda kısa süreli olarak nakite ihtiyaç duyan işadamları tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Çünki işadamı, bu borcunu nasıl olsa yapacağı işle kapacaktır. Nadiren bu konuda problem çıkmaktadır. Ama mesela ev alacak kadar parası olmayan bir kişinin kredi alarak nasıl olsa öderim diye düşünerek ev alması çoğu zaman büyük problemler yaratmaktadır. Günümüzde bankaların çok cazip tekliflerde bulunmakta olduğu yada bunların böyle gözüktüğü bir gerçektir. Ama kredi anlamında faiz, çok nadir ve spesifik durumlarda, ancak çok özel (yukarıdaki gibi) ve bilinçli olarak kullanılmalıdır ve hatta kullanılmaması çok daha iyidir. Çünki madem ki ev alabilecek kadar paramız olacak ileride (borcumuzu ödeyeceğimize göre demek ki bu kadar kazanacağız) o zaman bunu biriktirdikten sonra almalıyız. Bu konu hala tehlikeli bir konudur ve bizce KUR'AN-I KERİM her şartta haklı çıkmaktadır. Peki, bankaya yatırmış olduğumuz paradan aldığımız ve şu anda ismi faiz olan ne olacak ? İşte din adamları bu konuda anlaşamamışlardır. Bir kısmı bunun da bir çeşit faizcilik olduğunu, bir kısmı da olmadığını savunmuşlardır.Bizce; şu kesindir ki bu anlamdaki faiz, enflasyon dolayısıyla değeri düşen paramızın miktarını arttırarak bir anlamda bu parayı alım gücü olarak dengelemektedir. Ayrıca bankalar bu konudan büyük gelirler elde etmektedir. Çünki banka bizim paramızı uygun şekillerde kullanarak bundan kar elde etmekte, bunun da bir kısmını bize vermektedir. Yani bu iki tarafın da kazançlı olduğu bir iştir. Ayrıca bu paraların bankada birarada bulunmasından doğan büyük meblağ gücü sayesinde bu iş gerçekleşmektedir. Yani biz kendi başımıza bu işi başaramazdık. Sonuçta kaybeden yada zarar gören kimse olmadığına göre hatta her iki tarafa da yararlı olduğuna göre bizce bunda bir sakınca yoktur.

Hiç yorum yok: