Perşembe, Nisan 03, 2008

HACI HAFIZ ABDULHAMİT HAMDİ EFENDİ


Harput'taki Meteris mezarlığında medfundur. Mezarı taş sanduka şeklinde olup, üzeri açıktır. Baş şahidesindeki kitabeyi oğlu Müftü Kemâlettin Efendi şiir şeklinde tarih düşürerek yazmıştır. Kitabe'nin metni şöyledir:

"Ey zair-i ibret karin
Bir zattır ki, burda defin.

Abdulhamit Efendi kim
Allâme-i asr-ı güzin.

Olduğuyçün mevti ile
Alem umum üzre hazin.
Tarihini yazdı Kemâl
Ağladı cümle mümin.
1902-1320
.......
1829 yılında Harput'ta doğmuştur. Babası Ömer Naimi efendi Harput'un değerli âlimlerinden birisidir. Ömer Naimi efendi tahsilini Antep ve Kayeri'de tamamlayarak Harput'a gelmiş, sonra da Harput müftüsü olmuştur, işte Hacı Hafız Abdulhamit Hamdi efendi böyle bir ailenin oğludur. Onun ilk tahsili ile babası yakından İlgilenmiş, medresede gösterdiği üstün başarısından dolayı genç yaşında okulda ders vermeye mezun kılınmıştır. Daha 18 yaşında iken Arap, Fars ve Divan edebiyatı üzerinde çok çalışarak kaside, gazel ve kıta örnekleri yazmışır. Onun bir divan teşkil edecek kadar şiirleri vardır. Babası Ömer Naimi Efendi'nin ona gösterdiği ihtimamla ilmi ve dini sahada mesafeler katetmiştir. Kısa zamanda "âlim-i kül" mertebesine ulaşmış ve babası Ömer Naimi Efendi'den 12 ilim üzerine icazet almıştır. Bütün bunların yanında Harput'un sayılı hocalarından biri olan Hafız Yusuf Efendi'den de dersler alarak müderrislik mertebesine kadar yükselir. O ilk önce Mollaköyü'ndeki Ahmet Peykerci Medresesi'nde müderrislik yapmaya başlamış, bir ara kendisinin bir meseleden dolayı şikayet edilmesi üzerine, istanbul'a ka­dar giderek devrin büyük edebiyatçı ve düşünürlerinden îbnülemin Kemal Bey'in Paşa olan babası ile görüşerek onun takdir ve hay­ranlığını kazanır. Bu görüşmeden sonra kendisine medrese yapımı için bir miktar para verilerek tekrar Harput'a yollanır. O, verilen bu parayla Harput'a gelerek Kâmil Paşa Medresesi'ni yeniden genişletip düzenlenmiş ve buranın müderrisi olmuştur. 1867 yılında babası Ömer Naimi Efendi ile birlikte lüzum üzerine yeniden istanbul'a giderek Yusuf Kâmil Paşa'ya misafir olur. Bu Paşa'dan da büyük iltifatlar gören Abdulhamit Hamdi Efendi, istanbul'un âlim ve edebi­yatçıları ile tanışıp bunların hüsn-ü kabul ve saygılarına mazhar olmuştur, îbnülemin Mahmut Kemal, Abdulhamit Hamdi Efendi için bir yazısında şöyle demektedir; "istanbul'da ve vilayetlerde mülakat ettiğim efazıl-ı ulema arasında Abdulhamit Hamdi Efendi zahiri ve batini mamur ve Türklüğün me-dar-ı iftiharı olan enderülıuesal bir allâmedir." Meşhur şair Rahmi Harputi de ona methiye dolu şiirler yazmıştır. Onun şöhreti memleket dışına da taşarak bir çok âlimlerin görüş aldığı değerli bir zat olur. Ayrıca Osmanlı vezirlerinden Sırrı ve Abdünafi Paşalarla gıyabi olarak dost olmuş, bu saray erkânı bazen yazdıkları eserlerini ona yollayarak görüşünü almışlardır. Daha sonra Sırrı Paşa Diyarbakır'a vali olarak geldikten sonra Abdulhamit Hamdi Efendi'yi özel olarak çağırıp misafir etmiştir. Onun hayatı boyunca 15 kişiye ilim icazeti verdiği söylenir. Bunların bazıları şunlardır; iki oğlu Hacı Mehmet Sait ve Kemâlettin Efendi ile Alaftar-zade Mahmut Efendi, Çorbacızade Mustafa Efendi, Koç Ali Mehmet Efendi, Akçakirazlı Hacı Hüseyin Efendi, Kirazzade Hacı Tevfik Evendi, Kâmilzade Hafız Ahmet Ferit Efendi ve Alhanzade Seyfî Efendi'dir.
Abdulhamit Hamdi Efendi daha ihtiyarlamadan romatizma has­talığına tutulur. Bu hastalık onu oldukça yıpratınca bir süre medresede sadece hadis, tefsir ve fıkıh gibi derslere girer. Daha sonra müderrisliği oğlu Kemâlettin Efendi'ye bırakarak evine çekilir. Onun bu has­talığı giderek ağırlaşmca, Harput'un dini ve ilmi çevreleri büyük bir üzüntüye düşerler. Nitekim 25 gün süren bu ağır hastalıktan sonra 29 Nisan 1902 tarihinde vefat eder.
O, vefat ettiği akşam bütün camilerde selat-u selâm verilip, bu değerli zatın ölümü aynı anda her tarafa duyurulmuştur. Harput'lular Hacı Hafız Abdulhamit Hamdi Efendi'nin ölümü üzerine oldukça müteessir olmuşlardır. Ertesi günü öğlen namazım müteakip cenaze namazı Meteris Mezarlığına yakın olan meydanda, kalabalık bir kitle­nin katılımıyla kılınarak bugünkü yerine defnedilir.
73 yıllık süre içerisinde binlerce talebe yetiştirmiştir. Bu talebe­lerin birçoğu sonradan Harput'un ilim hayatında önemli kişiler oldular. Ağınlı Müderris Hüseyin Efendi'de O'nun rahle-i tedrisinden geçen din âlimlerinden biridir. Bu kıymetli zatın aynca 13 adet dini ve ilmi eserleri ile birlikte, şiirlerini içine alan divançesi vardır.

Hiç yorum yok: