Mehmet Emin Tevfik Hazretleri, hicri 1201 senesinde İzmir Tire'de doğmuşlardır. Mürşidleri Hüseyin Hakkı Hazretleridir. İhvan arasında "Emin Baba, Büyük Aziz" diye yad olunurlar. 1285 tarihinde İstanbul'a geldiklerinde 84 yaşında idiler. İlk önce Kasımpaşa'da yerleşmiş, kundura tamirciliği ile meşgul olmaya başlamışlardır. Tamir için müracaat edenlere en çok maneviyat hakkında görüşür ve biz "pabuçları değil insanların gönüllerini tamir ediyoruz" diye gerçek maksat ve vazifelerini ifade buyurmuşlardır. Bu durumda bir çok kimseler kendilerinden zevk ve neş'e almaya başlamış, temaslar çoğalarak bir hayli kalabalık çevrelerinde toplanmıştır.
Bir sene sonra Samatya İmrahor'da bir konak satın alarak, Uşşaki ayinini yapmaya başlamışlardır. Yedi, sekiz sene sonra 1295'de bu konak yanmış, Uşşaki tekkesi mütevellisi yeniden inşa ederek, meşihatı Emin Baba hazreetlerine tevcih buyurmuş. Emin baba hazretleri yirmi seneyi aşkın bu dergahta Uşşaki ayinini sürdürerek meşihatlerine devam ettirmişlerdir. İstanbul'dan ayrıldıklarında yerlerine halifeleri "Fahreddin Himmeti" hz. lerini bırakırlarmış. Hüseyin Vassaf Bey'in yazdıklarına göre: Büyük Aziz eser okumayı çok sever, Tasavvufa ait eserleri toplar, sahaflar çarşısında Uşşakilerden her kimin bir eserini görse hemen satın alırlarmış. Bu suretle bir hayli eserlerini elde ederek külliyat vücuda getirmişlerdir. Almaya imkan bulamadığı eserleri usanmadan, yılmadan yazarlarmış. Bu yolda toplayıp yazdığı eserlerden oluşmuş bir kütüphane meydana getirmişlerdir ki yazdıkları kitap ve divan 300'e yakındır. Emin baba'nın bizzat yazdığı eser ve divan yoktur. Fakat meşhur bir nutku vardır ki, bir eser ve bir divan kadar hakikat ve ilahi sırları kısaca olduğu gibi toplamıştır.
Hz. Yunus divanını, gözlerine üç gözlük takarak yazdıklarını , Uşşaki şeyhlerinden Osman Hadi Hz.leri beyan buyurmuşlardır. Büyük aziz, beyaz uzunca sakallı, vücutları mütenasip olup daima beyaz arakiye üzerine yeşil sarık sararlarmış. Şöhret ve ziynete rağbetleri olmayıp, fakat derbeder halde de gezmezlermiş. Daima vakarını muhafaza eder; halim, selim fukaraya yardım ederlermiş.
Emin Baba hz.leri 121 yaşında iken Hakk'a yürümüşlerdir. Vasiyetleri üzere Samatya'daki dergahlarından büyük bir cemaatla kaldırılarak, karlı bir günde Hz. Sünbül Efendi'ye götürülmüş, orada namazı kılınarak tekrar bu dergaha getirilip " Şimdi bulundukları bahçenin ortasına hazırlanan üstü açık kabre konulmuştur. Mevla sırlarını takdis etsin. Amin!
Bir sene sonra Samatya İmrahor'da bir konak satın alarak, Uşşaki ayinini yapmaya başlamışlardır. Yedi, sekiz sene sonra 1295'de bu konak yanmış, Uşşaki tekkesi mütevellisi yeniden inşa ederek, meşihatı Emin Baba hazreetlerine tevcih buyurmuş. Emin baba hazretleri yirmi seneyi aşkın bu dergahta Uşşaki ayinini sürdürerek meşihatlerine devam ettirmişlerdir. İstanbul'dan ayrıldıklarında yerlerine halifeleri "Fahreddin Himmeti" hz. lerini bırakırlarmış. Hüseyin Vassaf Bey'in yazdıklarına göre: Büyük Aziz eser okumayı çok sever, Tasavvufa ait eserleri toplar, sahaflar çarşısında Uşşakilerden her kimin bir eserini görse hemen satın alırlarmış. Bu suretle bir hayli eserlerini elde ederek külliyat vücuda getirmişlerdir. Almaya imkan bulamadığı eserleri usanmadan, yılmadan yazarlarmış. Bu yolda toplayıp yazdığı eserlerden oluşmuş bir kütüphane meydana getirmişlerdir ki yazdıkları kitap ve divan 300'e yakındır. Emin baba'nın bizzat yazdığı eser ve divan yoktur. Fakat meşhur bir nutku vardır ki, bir eser ve bir divan kadar hakikat ve ilahi sırları kısaca olduğu gibi toplamıştır.
Hz. Yunus divanını, gözlerine üç gözlük takarak yazdıklarını , Uşşaki şeyhlerinden Osman Hadi Hz.leri beyan buyurmuşlardır. Büyük aziz, beyaz uzunca sakallı, vücutları mütenasip olup daima beyaz arakiye üzerine yeşil sarık sararlarmış. Şöhret ve ziynete rağbetleri olmayıp, fakat derbeder halde de gezmezlermiş. Daima vakarını muhafaza eder; halim, selim fukaraya yardım ederlermiş.
Emin Baba hz.leri 121 yaşında iken Hakk'a yürümüşlerdir. Vasiyetleri üzere Samatya'daki dergahlarından büyük bir cemaatla kaldırılarak, karlı bir günde Hz. Sünbül Efendi'ye götürülmüş, orada namazı kılınarak tekrar bu dergaha getirilip " Şimdi bulundukları bahçenin ortasına hazırlanan üstü açık kabre konulmuştur. Mevla sırlarını takdis etsin. Amin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder