Cumartesi, Mart 22, 2008

İsmail Maşukî Hazretleri


Bu zat, Pir Ali Aksarayî Hazretleri'nin oğludur. Babasının vefatından sonra kutupluğun kendisine geçtiği söylenir. İstanbul'da geldikten sonra Edirne'ye gitmiş, bir süre orada oturmuş ve tekrar İstanbul'a dönmüştür. Bayezid ve Ayasofya camilerinde, temeli vahdet-i vücuda dayanan vaazlar verirdi. Gerek Edirne'de ve gerekse İstanbul'da bir hayli kalabalık müridi vardı. Vahdet-i vücud üzerine söylediği sözleri hakkındaki dedikoduları padişahın kulağına kadar götürmüştür. Padişah tarafından: "Memleketine gitsin" diye haber gönderilmişse de, Maşukî Hazretleri: "Ben akıbetimi biliyorum. Babamın mürşidi Ayaşlı Bünyamin Hazretleri, benim adımı İsmail koymuştur. Herhalde Hak yolunda kurban olacağız" diye buyurmuştur. Sonunda Kemalpaşazâde fetvasıyla on iki müridiyle birlikte, Atmeydanı'nda, Çukur Çeşme'nin üstünde idam edilmişlerdir. İdamdan sonra cesetleri denize atılmıştır. Şehid edildiği günün akşamı bir rüya gören müridinin ifadesine göre: "Benim önce başım sonra da cesedim Rumeli Hisarı Kayaları adlı yere gelir. Beni oraya defnedin" demiştir. Gerçekten de öyle olmuş ve oraya defnedilmiştir.

Hiç yorum yok: